deneme bonusu veren siteler acotr.org https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu veren siteler 2024 youtube mp3 dönüştürücü deneme bonusu veren siteler 2024

MÜŞTEKİ GÖKLER

Köşe Yazıları Yayın: 16 Ağustos 2012 - Perşembe - Güncelleme: 16.08.2012 15:49:09
Editör -
Okuma Süresi: 5 dk.
1433 okunma
Google News
x Kirpiklerin darbesi: soluk soluğa geçirilen zaman... Ciğerlerin nefessiz kaldığı bunalmış, kokuşmuş şehirlerden müşteki gökler… Hayaller kirli artık, hayaller, bir zaman inançları uğruna yaşayan insanların toplu iğnesi ucu kadar küçük hayalleri çağımızın en debdebeli ve çetin hedefleri… Geçmişine takılmışların geleceğe dair umutları olmadığından varsa yoksa övünmek maziyle, onu dillendirmek burnunu havaya dikerek… Dedik ya gökler şikâyetçi, geleceğe uzanabilecek ellerin toprağın içinden bir türlü fışkıramamasından… Hey koca çınar! Ne toprakta kökümüz kaldı ne de atiye, göklere uzanabilecek dallarımız… Oysa sen zaman zaman gübrenin içinden filizlenebildin, ne için?! Yapraklarının gölgesindeki medeniyet sadece şehirler kurabildi oraya, taş yığınları ve bir taşı dahi gölgenden çıkarıp atamadılar; çünkü gölgende kalmaktan güneşe hasret tükendi. Güneşe bakanların kellesini aldılar, hürriyet kılıç darbelerinde saklı sızı… Hürriyet, devr-i hürriyette anadan doğduğuna pişman eden emellerle gizli. Köyümdeki tavuğun gagasında hürriyet, büyütene kadar ellerimde, büyüttükten sonra ellerimin esaretinde.  Kan ve aşk; işte iki gerçek.   Yorgunluğumuz ataletimizdendir. Tanpınar “sıçrayıp ufuk değiştirmek bile  ancak  bir zemine basarak mümkündür” diyor. Zemin sıçramayanlar için bataklık, bastıkça mazinin şovenisti olduk, elimiz yüzümüz balçık içinde ve hala çamur kokuyoruz. Ardımıza bakmak gibi bir hastalığımız var, bu tıpkı kuşku dolu bir insanın yürürken sürekli ardına bakıp önündeki taşa çakılması gibi bir illet. Önümüzdeki şeyleri dikkatlice süzersek, kafatasımızı geçmişin şarabına sunmayız;  şarabın sarhoş ettiği zihinler şu anki dünyayı idrak edecek şuura sahip değil. Geçmiş gelecekten ümidi kesmişler için psikolojik tedavi merkezi, fırtınalı zamanlarda bir teselli kalesi, fırtına durulana kadar. Sonra dışarıda boş gezer kelleler. İnsanların eziyetinden kaçış, geçmiş tahayyül edilerek burkulmuş kalbin tedavisi gerçekleşir. Kompleks, geçmişi ile sıkıntı; psikoloji geçmişle alakalı. Geçmiş zihnin kıvrımlarında bir labirent. Çağımızın sorunu; sebebi bilinmeyen sıkıntı, merak ve ilginin her geçen gün azalışı. İnsanın içerisinde geçmişin kepçesiyle iç organları çalkalayan bir şeylerin olması. Belki kopuş bütünüyle, belki bağlanış, geleceksiz geçmişe…

Geriye bakmak ile geride kalmak; ikisi birbirinden farklı. Geriye bakıp orada kalmak gericilik, geriye bakmak değil. “murdar bir halden muhteşem bir maziye kanatlanmak gericilikse her namuslu insan gericidir” diyor Cemil Meriç. Hal murdar, uçurumdan yuvarlanan insan yığını, aşağısı kan gölü. Kan, asrımızda ihtiras kaynaklı, oluk oluk akıyor. Zaman ve mekân akrebin kıskacında, kıpırdama; zerk edilir korku ve ölüm.  Muhteşem bir mazi, idaresi, disiplini, tabiatı ve insanıyla… Kılıç adalet için mazlumun yanındaydı. Kıyas mı?! Şimdi zalimin elinde, adalet insanları zindanlara tıkabasa doldurulan bir kavram haline geldi.  Adalet, hürriyete darbe, fikir hürriyeti... Gülünecek şey. Zindanlar bazıları için kışın girilip ısınılacak, sıcak çorba ile beslenilip, ıslahın aksine her türlü düzenbazlığın öğrenildiği yer. Suçlu hâkimden daha bilgili, bahara kadar.  Adalet öylesine tecelli ediyor ki, suçlu adam dışarıda fink atarken, suçsuzun zindanda ciğerleri çürüyor. Bu ülkede düşünmek suçtu, düşüneninin beynine katran döktüler. Evini, yurdunu, toprağını dağıttılar. İnançları yüzünden horlanan insanlar, okuduğu kitaplardan fişlenenler, bir hazımsızlık ve buna benzer bir dolu rezalet. Bu ülke korkak… Çünkü bu ülkede yenilik her zaman korkutmuştur, geçmişinden kopamayan ve asri şuur ile tepeden bakamayanlar yeniliğe hem idarede hem siyasette korkakça yaklaşmıştır.  Korkmayıp geçmişin küllerini savuranları köze iteklediler. Yeni bir kelime korkuttu. Tıpkı kancık bir köpek gibi kaçıştılar kelimelerden. Kelimeler bu ülkede kaosu yaratabilecek güçteydi, çünkü kelimeler dillerde pelesenk oldu. Fahişe beyinlerin caminin avlusuna bıraktığı kelimeler, piç kelimeler.  Evlatlık alındılar, hanede yabancı, anlaşılamayan bir veled-i zina. Haneler bozuldu, evlat babasını anlayamadı. İhtilaf tohumları serpiştirildi, bu piç kelimeler bir diken gibi sardılar şuuru…  Toplum bozuldu. Çözümsüz eleştiri yapmak; insanımızın ab-ı hayatı. Çözüm geçmişin kınından çıkarmak kılıcı ve savurmak şatosundan fırlayan bir şövalye gibi geleceğin önünde duran geçmiş şovenizmine. Geçmişi geleceğin önüne set çekenlerin kellerini koparmalı. Çünkü geçmiş geleceğe engel değil, geleceği aydınlatan bir kandil. Müşteki gökler, kandilin parıltısını göremediklerinden…


Tunahan Dağaşan
#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.