deneme bonusu veren siteler acotr.org https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu veren siteler 2024 youtube mp3 dönüştürücü deneme bonusu veren siteler 2024 deneme bonusu veren siteler

YAŞAMA SEVİNCİ

Köşe Yazıları Yayın: 11 Temmuz 2012 - Çarşamba - Güncelleme: 11.07.2012 13:00:04
Editör -
Okuma Süresi: 5 dk.
1428 okunma
Google News
Bildiğimiz bir şey varsa isteklerimiz yerine geldiğinde büyük bir acının dehşetle bizi beklediğidir. Bize ilham verenin kavuşamadığımız, elde edemediğimiz şeyler olduğunu söylersek sanırım elde edemememin bizde bir alışkanlık olduğunu düşünmezsiniz. İsteklerden vazgeçmek ölüm, ölüm istekleri bütünüyle yerine getirmek.  Dünya üzerinde yaşayan insanları etraflıca gözlemlediğimizde gördüğümüz şey, herkesin bir isteğinin peşinde olduğudur ve bütün yaşamları boyunca bu isteklerinin onlara verdiği ıstırap ve heyecan ile kıvranırlar. Eğer bütün bu ıstırap, çile ve heyecanların varlığını ortadan kaldıracak olsaydık isteklerin hiçbir anlamının olmadığı gerçeği ortaya çıkardı. Çünkü gördüğümüz şey isteği olmasa bile bir insan, kendisini tehlikeye ve bir isteğin pençesine atıp bütün bu duygularla çabalanmak isterdi. Bütün bu duyguların insana yüklediği yıllanmış olgular insana iki sıfat yükler: İyimserlik ve kötümserlik.

İyimserlik sadece iyi insanların gözünde canlandırılan, kendilerine yaşama sevinci katmak için ısrarla kötülüğü örtbas edenlerin mesleğidir. Kötülüğün dehşetli tablosu karşılarına dikildiğinde de iyimserliğe devam ederlerdi herhalde. Yaşama uğraşı dediğimiz süreçte böceklerin ve çiçeklerin varlığı mutluluğun kaynağı olabiliyor. Hiçbir şeyden mutlu olamayan insanların ise nedense kendisiyle barışık olmadığı sonucu ortaya çıkıyor. Nedir bu? Aklın oyunu mu? Bazısının çiçeklerin ve böceklerin ardı sıra yüklediği anlamları, yani zoraki tefekkürün kendisine yüklediği tebessümü küçümsemeyeceğiz, ama nesneleri, eşyayı mutlu olabilmek için kendisine alet olarak görmeyenleri ve daha ötesinde bir şeyler arayanları ne yapacağız? Bunu sadece bakış açısıyla değerlendirmek basit bir şey değil midir? Pekâlâ, başına hep kötülük gelmiş insanlarla ottan, böcekten mutlu olabilen insanları kıyaslayarak mı iyiliğin ve kötülüğün ne olduğunu değerlendireceğiz? İyimser olmak tabiri nedense saçma bir şey gibi geliyor. Kötümserlikte öyle… Yaşam sevinci ile dolup taşan, iyimser insanların bir gün kolundan tutup “hastaneler, dispanserler, ameliyathaneler, hapishaneler, işkence odaları, kölelerin kulübeleri, savaş alanları ve idam yerlerinde gezdirecek ve meraklı bakışlarından gizlenen sefaletin saklandığı bütün yerleri açacak olursak, en sonunda da açlıktan ölünen zindanları gösterirsek, o da anlayacaktır olağan dünyaların en iyisinin ne olduğunu.”  Bunun yanı sıra kötümser, yaşama istemini reddeden insanların kolundan tutup nereye götüreceğiz? Herhalde Hawaii’de tatile götürsek ve sonra dünyanın yedi harikasını gezdirip, ona cennetten vaatlerle bir dolu sözler söylesek çok mutlu olur, bir anda iyimser suratıyla neşeli ve yaşama tutkun gülücükler saçardı etrafa. Saçar mıydı bilmem, yalnız kalbine yeniden hareket getirebilecek bir çiçek bulması, güneşi kılavuzu yapıp örümcekler gibi karanlık basınca ortaya çıkmaktan vazgeçmesi gerekirdi. Mutluluğa doyması değil, mutluluk yolunda olması da değil, sadece yaşaması gerekirdir anlaşılan.

Mutluluğu hedef olarak seçenlerin ülküleri üzerinde konuşmak ne kadar da tuhaftır. Hedefiniz mutluluk ve mutluluk için binlerce yol deniyorsunuz ama hiç mutlu olamıyorsunuz. Doya doya gülerek mi olunuyor? Şöhretin kapısında, ihtirasın pençesinde, elde etmenin eşiğinde mi, milyarların sana sunduğu imkânlarda mı, yoksa iki metrelik bir seccadenin üzerinde mi, belki de iki metrelik kefendir mutlu edecek.

Gerçek sahte insanları rahatsız ve mutsuz eder. Bu yüzden gerçeği duyduğunda bazı insanlar tıpkı aslanın pençesinde kalmamak için can havliyle kaçınan geyiklerin korkaklığıyla kaçışırlar, toz duman olurlar. Bütün bu söylenenler onlar için kötümserliğin ve karamsarlığın işaretidir; ancak kendilerinin başına bir felaket üşüştüğünde yaşama sevinci ve iyimserlikleri yüzünden kendilerine lanet ederler. İşte bunlardır her şeyi iyiye yorarak dünyayı bir cennet haline getirip yaşam bilgesiymiş gibi konuşanlar. İşte bunlardır karşısındaki “kötümser” insanı anlamış rolü yaparak yaşam koçluğunu üstlenenler…


Tunahan Dağaşan
#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.