AYIKLA ÇAVDAR'IN TAŞINI
A.Refik Bek
-Gazetecilik yaşamım boyunca her zaman insanları karalamama adına çok titiz davrandım. Kişiler hakkında iddialar belgelere dayanmadıkça yada bu iddia sahipleri çok önemli şahsiyetler olmadıkça bu iddiaları ne köşeme ne de gazeteme taşıdım.
Sanırım bu yüzden 33 yıllık gazetecilik yaşamımda iftira ve karalama suçundan iki kez yargı önüne çıktım. Biri meslektaşım olan daha sonra siyasete atılan kardeşimizin şikayetiydi ( Yargılama sonucunda suçsuz bulunarak beraat ettim ). İkincisi ise Yetgin Çavdar’ın şikayeti . Çavdar ile ilgili olan olay savcılıkta ve soruşturma safhasında devam ediyor.
Açıkçası her iki davada üzüldüğüm taraf konuyu yargıya taşıyan kişilerin haksız olmasına ve beni çok iyi tanıyan iki isim olmasına karşın böyle bir tavır takınmalarıydı. Yani bu devir de ılımlı olmak, mülayim olmak pek geçerli değil demek diye düşünmüyor da değilim bu olaylardan sonra. İlkesiz olmak, en ufak bir olayda özellikle siyasilerin tepesine binmek ve sonunda bunu menfaate dönüştürmek daha geçerli oldu maalesef günümüzde.
Mesleğe başladıktan sonra bana ilk davayı meslektaşım olan siyasi bir ilçe başkanı açtı. Suçum ise bir başka ilçe başkanının kendilerine hitaben ulu orta, herkesin önünde bir belediye başkanına ağır bir cümle kullanmasıydı. Olay en az 100 kişinin önünde cereyan ediyor, söyleyen bir ilçe başkanı. Suçlanan ise bunu haberleştiren muhabir arkadaşım ile gazete imtiyaz sahibi olarak bendeniz. Tabiki açıklamayı yapan ilçe başkanı yargılanma esnasında da sözlerinin kendine ait olduğunu ifade edince , bizle ilgili suç ortadan kalktı ve beraat ettik. O zaman gazeteci kökenli siyasi partinin ilçe başkanı arkadaşıma şunu sormuştum ‘ Burada muhabir olarak sen olsaydın , bu önemli olayı haber yapmazmıydın ?’. Kardeşimiz soruma gülümseyerek karşılık verdi. Sonuçta beraat ettik ve dava kapandı. Şimdi yine Yetgin Çavdar tarafından iftira suçundan yargı önündeyim. Aslında bana ağır gelen yargılanmam değil ‘ İftira ‘ atmak ile suçlanmam. Yaptığımız haberle Yetğin Çavdar’a iftira atmışız, siyasi geleceğinle oynamışız, TBMM’de özellikle Ak Parti’li bakanlara ve milletvekiline haberin yayınladığı gazeteden dağıtmışız. Sayın Çavdar beni en az 40 yıldır tanır. Bu güne kadar çok şükür bilerek kimseye haksızlık etmediğimi de bilen siyasilerden biridir ( İlçe başkanlığı ve daha önceki siyaset yaptığı dönemlerde de gazetecilik yapıyordum ). Ayrıca şantajla, tehditle hiç işim olmadığını da çok iyi bilir. Habere gelince ; haberdeki iddia sahipleri sokaktaki Ahmet Efendi, Mehmet Efendi değil. Bir tanesi Ak Parti Beylikdüzü Kurucu Eski İlçe Başkanı Ayhan Bilgiç , diğerleri Halil İbrahim Türkgenç ve Hasan Çokyiğit ise Beylikdüzü Eski Belediye Meclis Üyeleri . Yani Yetğin Çavdar’ın bir süre belediye başkan yardımcılığı yaptığı ilçede siyaset yapan kendi partisinden arkadaşları. Bu isimler başka bir partiden olsa hadi iftira atıyorlar diyelim. Hepsi Çavdar’ın belediye başkan yardımcısı olarak görev yaptığı Beylikdüzü’nde önemli iş adamları ve siyasiler. Hatta bir tanesi şu an Beylikdüzü Kent Konseyi başkanı.
İddialarda hiçte yenilir , yutulur değil. Haberde bahsi geçen kamu arazisinin değeri 5 Trilyon (eski para ile ). Yetğin Çavdar’a verdikleri iddia edilen parada 250 Bin dolar. Her ne kadar Yetğin Çavdar parayı kendi almadığını, bu imzası olmadığını iddia etse de , iddia sahipleri ısrarla parayı kendisine verdiklerini belirterek Çavdar’ın ‘ Ben devlet memuruyum , imza atmam doğru olmaz’ diyerek , senetlere şirket ortağı bayanın imza attığını ısrarla söylüyorlar. Parayı Yetğin Çavdar’a verdikleri içinde , doğal olarak kendisinden talep ettiklerini belirtiyorlar.
Biz haberde çok fazla detay yazmamıştık aslında, hatta Çavdar’ın ricası üzerine bu haberi internet sitesine de koymadık. Açıklama yapacağını söyledi yazılı olarak yapmasını istedik. Açıklamasını noter kanalıyla gönderdi, yayınladık fakat beğenmemiş ( Açıklamayı yayınlama gibi kanuni bir zorunluluğuz da yok). Aradı ‘ Açıklamamı kuşa çevirmişsiniz ‘dedi. İyi niyetle ‘Peki bir daha ki sayımızda aynen yayınlarım ‘ dedim. Bu görüşmeleri yaptıktan iki gün sonra iftira suçundan hakkımda savcılığa suç duyurusunda bulunulduğuna dair elime yazı geçince bende Çavdar’ın açıklamasını bir kez daha yayınlamadım ‘ Konu yargıya intikal etmiş, açıklamanı mahkeme kararı ile gönderdiğin taktirde yayınlarım’ diyerek olayı kapattık.
Şimdi olay artık yargıya intikal etti. Bizler gidip ifadelerimizi verdik. Bundan sonraki süreçte Çavdar ile olan ilişkilerimiz yargı kanalıyla devam edecek. Bizim görevimiz haber değeri ve kamuoyunu ilgilendiren olayları sayfalarımıza taşımak. Bu haberle ilgili suçumuz varsa çekeriz. Ama eğer bu alışverişte Yetğin Çavdar’ın suçu varsa o da cezasını çekecek.