-SİLİVRİ KALE PARK-

"Bir kez daha" diyorum, çünkü önceki yıllarda kimbilir kaç kez (Selami Değirmenci döneminden başlayarak, Hüseyin Turan - AKP- ve Özcan Işıklar -CHP- Belediye başkanlığı dönemlerinde) yine restore edilerek açılmış ve maalesef korunamayarak tekrar tekrar "yeniden açılmak" durumunda kalmıştı.

Kale Park ilk olarak, bahçesinde bulunan envai çeşit tarihi mezar taşları, mermer sütunları ile çocukluğumda aklımın köşesine (bir zamanlar kralların, kraliçelerin ve sultanların yaşadığı) bir saray bahçesi olarak kazınmıştı.

İlk gençlik yıllarımızda ise liseden (boş derslerde) kaçamak yaptığımız, okul öncesi ya da okul çıkışı sevgililerin buluştuğu, agaçlara asılmış hoparlörlerinde Ümit Besen' den "Tahta Masa" yı, "Alıştım Sana Birtanem" i dinlerken Elvan gazozu içtiğimiz, belki de en çok sevdiğimiz sığınağımızdı.
Bazı günler Kale Park' ın bahçesinden Boşnak Bahçe' ye, oradan da Yamandaki' ye doğru yürür, o yürüyüş esnasında gözlerden uzak olduğumuz yerlerde sevgilimizin elini tutar (belki omuzuna ya da beline sarılır) ve o an dünyanın en mutlu insanı olurduk.
Dün açılış törenine gittiğimde hafızamda canlanan sahnelerden yalnızca birkaç tanesi bunlar. Yıllardır Fatih Mahallesi' nde oturanların, çocuklukları orada geçmiş, (şimdi belki de torunları olmuş) insanlar için buranın ne ifade ettiğini varın siz düşünün artık!

Yıllar önce yapılan hataları burada tekrar yazmanın kimseye bir yararı yok. Sadece gereken ders alınmış olsun yeter!
Ben, Volkan Başkan' ın çok önemli bir iş yaptığını düşünüyorum. Ve eminim ki benim gibi düşünenler çoğunlukta.
"Sosyal Tesisleri" belediye işletmesi yapması ve Kale Park' ın aynı zamanda "Açık Hava Müzesi" olarak kullanılacak olması Volkan Yılmaz' ı bu konuda önceki yöneticilerden birkaç adım daha öne çıkarıyor.
Parkın içine yerleştirilmiş tarihi eserler bence muhteşem görünüyor.
Çevre düzenlemesi, peyzaj ve anfi tiyatro alanı enfes olmuş; ayrıca şahane manzarayı izlemek için oldukça uzun bir seyir terası yapılmış.
Elinizde çayınızla parmaklıklara yaslanıp dalgakırana doğru başınızı çevirip önce güneşi uğurlarken, hemen ardından yüzünüzü doğuya dönüp mavi bulutlar arasından gülümseyerek bakan "ay" a hoşgeldin demeniz mümkün. (Ben dün akşamüstü o güzelliğe şahitlik ettim.)

Umarım yirmidört saat düzenli olarak korunur, halkımız da bu güzelliklere sahip çıkar ve bunca çaba boşa gitmez.
Emeği geçen herkese çok çok teşekkürler