ADIYAMAN SOKAKLARINDA SON GEZİNTİLER VE ANTEP'E YOLCULUK
Belma Balcı
-Derken Asuman hanım’ın sesini duyuyorum, yüzü beliriyor sisler arasından adeta… „geldik“ diyor ve çarşının ortasında yeni bir apartmanin zilini çalıyor… Şeyh Mervan’ın sesi kesiliyor, gölgesi kayboluyor aniden, ben yine şimdiye geliyorum…
Sümeyra ve minik Nazlı ile tekrar karşılaşmak bizim de hoşumuza gidiyor… Öğlen yemeği için sofra hazırlanmış bile… Sıcak sıcak lahmacunlar, bol yeşillik, kırmızı kokulu domatesler, soğuk ayranlar bizi bekliyor… Neşeli bir sohbet eşliğinde yemeğimizi yiyoruz… Acele etmemiz lazım diyor Reyhan, „Antep otobüsünü kaçırmayalım“ Gezmek, muhabbet, yemek derken saati unuttuğumuzun farkına varıyoruz telaşla…
„Sırt çantalarını nasıl alacağız şimdi“
„Siz merak etmeyin, şimdi Kadir’e telefon açarım ben, getirir bavulları“
„Zahmet olacak“
„Lafı mı olurmuş, getirir oğlum benim“
Asuman hanım Kadir’i arıyor hemen, yarım saat sonra Adıyaman otogarındayız… Bütün aile bizi geçiriyor, hepsinle tek tek sarılıyoruz, vedalaşıyoruz… sanki ailemizi burda bırakıp başka şehire gurbete giden çocuklar gibiyiz…
Antep otobüsü yavaş yavaş ayrılıyor gardan, onları göremeyinceye kadar el sallıyoruz, onlar da bize… Yolumuz epeyce uzun… Saat 19:30, yolumuzun yaklaşık 2,5 saat süreceğini şöförümüzden öğreniyoruz… „Demek ki saat 22:00 gibi Antep’te olacağız“ diyor Reyhan… Bu kadar geç bir saatte, hiç bilmediğimiz bir şehirde, hiç bilmediğimiz bir evde, hiç tanımadığımız bir kişinin misafiri olmak düşüncesi birazcık endişelendiriyor bizi ama öyle yorgunuz ki, otobüse biner binmez derin bir uykuya dalıyoruz… Uyku arasında Couchsurfing’ten evinde kalacağımız Volkan’ı aramam lazım diye düşünüyorum ama yorgunluk galip, uyku tatlı geliyor…
Bir düş görüyorum, ağaçlarla ve çiçeklerle bezenmiş bir yoldayım… Yollardaki düşlerin içinde, bütün köprülerin üstündeyim… Bütün çeşmelerden içmek isteyenlerdenim ben… Dağların, taşların, göklerin her mevsimde hallerini merak edenlerdenim… Ellere, yüzlere, gözlere bakmak ve tanımak isteyenlerdenim… Mütemadiyen giden, durursa ölecek olanlardanım ben…
Eşrefoğlu al haberi
Bahçe bizde gül bizdedir
Biz de Mevla'nın kuluyuz
Yetmiş iki dil bizdedir
Erlik midir eri yormak
Irak yoldan haber sormak
Cennetteki akan ırmak
Coşkun akan sel bizdedir
Herkese şahane yaz günleri diliyorum ve eylülde hikayemize kaldığımız yerden devam etmek üzere şimdilik hoşçakalın diyorum…